14 Ocak 2010 Perşembe

3 saatlik filmler


3 saatlik filmlerle sorunum var. kesinlikle bir oturuşta izleyemiyorum. bu yüzden de sinemada film izleyeceğim zaman süresinin uzun olmamasına dikkat ediyorum. mesela peter jackson'ın king kong filmini bu sebeple sinemada izlemedim.
3 saatlik filmleri evimde izliyorum haliyle. film güzelse bir iki molayla tamamlayabiliyorum ama film kötüyse ilk yarısı bir gün, ikinci yarısını diğer gün izleyebiliyorum.
3 saatlik filmlerle yaşadığım sıkıntı bununla da sınırlı değil. filmi izledim, çok beğendim mesela. yine de filmin süresi uzunsa o filmi bir kez daha izleyemiyorum.
paul thomas anderson filmleriyle aramda böyle bir sorun var. magnolia, boogie nights ve there will be blood filmlerini çok beğendim ve bu filmler sayesinde de paul thomas anderson en sevdiğim yönetmenlerden biri haline geldi ama bu filmleri ikinci kez izlemek istediğim halde bir türlü izleyemiyorum.
90 dakikalık filmleri seviyorum. iyisi de kötüsü de bir şekilde bitiyor. iyiyse zamanı gelince bir kez daha izleyebiliyorsun.

funny people filmini eleştirmek


adam sandler'ın her yaz bir komedi filmi vizyona girer. kendisi bizi buna alıştırdı. bu yıl da seyirciler aynı beklentilerle funny people filmini izlediler. komedi filmi izleyeceklerine kendilerini o kadar çok şartlandırmışlardıki, karşılarına komedi yerine dram çıkınca filmden zevk alamadılar. filmi kötülediler, yerden yere vurdular ve genel olarak da hiç gülemedik diye de eleştirdiler.
bu filmde gülemezsiniz zaten. bu bir komedi filmi değil. bu film komedyenler üzerine bir dram. filmi beğenmeyenler bir de bu açıdan düşünüp izlerlerse eminim filme bakış açıları değişecektir.